Estetik amaçlarla burun ameliyatları estetik cerrahide en sık yapılan ameliyatlardandır. Sık yapılan ameliyatlarda doğal olarak hastanın tatmin olmadığı sonuçlarla da daha sık karşılaşılmaktadır. Bunlar, burunda dışardan fark edilebilen basit kemik ve kırkırdak asimetrileri gibi pratik yöntemlerle düzeltilebilen basit bozukluklar olabileceği gibi burnun belirgin olarak eğri görünmesi, kemik ve kıkırdaklardaki aşırı eğrilik, fazlalık veya eksiklikler ya da nefes almada ciddi sorunlar gibi önemli ve yeniden kapsamlı bir ameliyatı gerektirecek kadar büyük bir problem olarak karşımıza çıkabilir. Ayrıca en sık olarak burnun üst ve alt yarısının uyumsuzluğu nedeniyle geç dönemde ortaya çıkan ve burnun düşmesi olarak tanımlanan “supratip deformitesi” ile karşılaşılabilir. Tüm bu durumların tedavisi çok büyük oranda cerrahi ile mümkündür ve sekonder rinoplasti olarak isimlendirilir.

Sekonder burun estetiği

Böyle bir durumda cerrahi tedaviye karar vermeden önce var olan sorunların ayrıntılı bir şekilde irdelenmesi gereklidir. Buradaki en önemli zorluk kemik ve kıkırdak yapılardaki düzensizliğin giderilmesi, eksiklerin tamamlanması, fazlalıkların dikkatle alınarak burnun doğal bir şekil almasını sağlamaktır. Bunun için burun dışı alanlardan kemik ya da kıkırdak alınması gerekebilir. Bununla birlikte burun derisi ya da iç yüzeyi kaplayan mukoza yapılarındaki bozuklukları düzeltmek çok daha zordur. Yine de yapılacak düzeltici bir ameliyat çoğunlukla hastaya yarar sağlayacaktır.

Sekonder ya da düzeltici rinoplastinin ilk ameliyattan ortalama 6 ay sonra yapılması doğru olacaktır. Bu süre dokuların tam olarak iyileşmesi, yumuşaması ve nihai sonucun ortaya çıkması açısından önemlidir. Bu tip ameliyatlarda ilk kez opere edilen hastalarda beklenen sonuçlardan daha az tatmin edici sonuçlarla karşılaşmak daha yüksek olasılıktır. Bununla birlikte hastanın deformitesinin ayrıntılı incelenmesi, hekim-hasta işbirliği sonuç üzerinde etkili olacaktır.